Mutfakta et değil dert kaynıyor

Asgari ücret; bir işçinin geçimini sağlamak için en az alması gereken miktarı ifade eder… Gerek TÜRK-İş, Hak-İş, DİSK ve Kamu-Sen gibi sendikalar ile gerekse de diğer araştırma şirketleri yaptıkları piyasa araştırmaları sonucu; ülkemizde asgari geçim endeksinin 6.897 lira civarında olduğunu, açlık sınırının ise 2.517 lira düzeyinde olduğunu açıkladı. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra […]

Yayınlama: 28.12.2020
A+
A-

Asgari ücret; bir işçinin geçimini sağlamak için en az alması gereken miktarı ifade eder…
Gerek TÜRK-İş, Hak-İş, DİSK ve Kamu-Sen gibi sendikalar ile gerekse de diğer araştırma şirketleri yaptıkları piyasa araştırmaları sonucu; ülkemizde asgari geçim endeksinin 6.897 lira civarında olduğunu, açlık sınırının ise 2.517 lira düzeyinde olduğunu açıkladı.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kendi iktidarları döneminde asgari ücretin reel/enflasyondan arındırılmış olarak 1,5 kat arttığını söyledi. Toplumun tüm kesimlerini salgının olumsuz etkilerinden korumak için teşvik paketlerini hayata geçirdiklerini belirten Bakan; temel hedeflerinin işveren ve işçiyi korumak olduğunu dile getirdi.
Gerçekte bu ifade ne kadar doğru?
Açıklanan her paket işveren lehine olurken, işçiye simit parası düştü. İşçi işini koruyabilmek adına fedakarlığa zorlandı. Pandemi ile mücadele kapsamında bir dizi torba yasa hazırlayan
iktidar; emekçileri açlık sınırında yaşamaya mahkum etti. Virüsle mücadele kapsamında acı reçete içmeye mecbur bırakılan emekçi kesimler; çarşı-pazara çıkamaz oldu.
Kısa çalışma programı ile maaşının yüzde 60’ına veya ücretsiz izne gönderilerek günlük 39 liraya mahkum hale gelen işçi, özlük haklarını da yitirmekle karşı karşıya bırakıldı.
İşçi çıkarmayı yasaklayan iktidar, pandemi sürecinde kısa çalışma programı adı altında çalışanların emeklilik haklarına da darbe vurmuş durumda. 2021 yılı için uzatılan kısa çalışma programı süresinde SGK primleri yatırılmayacak, aradaki çalışma süreleri emeklilik hesabına
katılmayacak. Böylelikle işçi daha geç emekli olabilecek.
Pandemiyi işveren lehine kullanan iktidar; çalışanları virüs ve açlıkla terbiye etmeye, ekonomik krizin faturasını çalışanlara çıkarmış oldu. Pandemiyi, dolar ve euro’nun artmasını bahane eden zebaniler-tufeyliler-asalaklar; iğneden ipliğe herşeye zam yaparken; sadaka haline gelen asgari ücretin yüzde 21.56 oranında artması beklentileri karşılamadı.
Asgari ücretten 590 Tl vergi alan hükümet, yeni belirlenen asgari ücretle birlikte 751.91 Krş. civarında vergi almış olacak. Asgari ücretin vergi kapsamı dışında kalması yönündeki telkinleri ve bu yöndeki talepleri görmezden gelen iktidar; 500 TL’lik artışla övünürken; çarşı-pazarda enflasyon yüzde 100’leri aşmış durumda…
Çok ileri gitmeye gerek yok…
Geçtiğimiz yıl asgari ücret 2.324 TL olarak belirlenirken; Dolar 5.90 TL idi. Bir asgari ücretli bu maaşla 393 Dolar alabiliyordu. Bugün ilan edilen asgari ücret 2.825 Tl olurken, Dolar 7.50’yi buldu. Bu durumda asgari ücretli işçi 376 Dolar alabiliyor. Yüzde 21.56 artışla bile geçtiğimiz yılın gerisinde kalan asgari ücretli, 3’er aylık vergi dilimleriyle daha az maaş alacağından; ücreti enflasyon karşısında erimeye devam edecek. Yine borç sarmalı içinde çaresizce ayakta
kalmaya, hayatını idame ettirmeye çalışacak.
Çöpten beslenenlerin yanı sıra Pazar sonrası pazarcı artıklarını toplayarak evinde aç bekleyen çocuklarına tencere kaynatmaya çalışan insanlar; mutfağında et değil dert kaynatıyor.
“İş ve aş” isteyen milyonlar, aç gözlü ihtiras sahibi egemenlerin insafına kalmış durumda. Aksırıncaya-tıksırıncaya kadar yiyen, bir gecede milyonları harcayan, milyarlarca vergi borcu silinen, hasta-yolcu garantili köprü ve hastane işletmecileri, liman işletmecileri, faiz lobileri debdebeli bir hayat sürerken, çocuklarının yüzüne bakamayıp intihar eden insanların giderek arttığı hızla yoksullaşan bir ülke haline geldik.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.