Bencillik ukalalık yapmak çok kötü bir şeydir. Bir insan kendisine yapılmasını istemediği bir davranışı, bir başkasına yapmamalıdır.Hak ademi yaratır ken insan olarak yaratmıştır.Madem böyle ise bir insan olduğumuzu asla unutmamamız gerekir.
Hani derler ya; hay senin diline eşşek arısı soksun. Sahi neden böyle söylenir. Gelin bu gün bunu hep beraber biraz irdeleyelim.
Konuşmak anlatmak ve dinlemek güzel bir şeydir. Ancak karşındakine de konuşma fırsatı vermek,büyük bir erdemlilik ve insanlığın gereği dersek yeridir. Bir (Testere) bıçkıyı düşünelim…. Her hangi bir tahta parçasını kesmeye çalışırken, bir sana bir bana misali, testereyi bir tahtaya sürerken bir ileri bir geri çekerek tahtayı kesmiş oluruz. Tek taraflı sürtersek sağlıklı kesemeyiz. O nedenle karşımızdakinin de bir insan olduğunu düşünerek, tek taraflı konuşmaktan ziyade, karşında bulunan kişiye konuşma fırsatı verilerek onu dinlediğini hissettirdiğin an güzellik ortaya çıkar. Yoksa hep ben, ben söyledim, ben yaptım, bunu ben bilirim dediğin an zaten ortak değerden uzaklaşmış oluruz.
Bencillik ukalalık yapmak çok kötü bir şeydir. Bir insan kendisine yapılmasını istemediği bir davranışı, bir başkasına yapmamalıdır.Hak ademi yaratır’ken insan olarak yaratmıştır. Madem böyle ise, bir insan olduğumuzu asla unutmamamız gerekir.
Her fırsatta bir insan, demokratlıktan dürüstlükten insanlıktan bahsediyorsa, kesinlikle daha dikkatli olmak zorundadır. Ağzından çıkacak olan her kelimeye, daha dikkat etmeli ve ben söylemiştim, ben yapmıştım girdabından bir an önce kurtulması gerekir. Enginlik bir gönül işidir. Dürüst insancıl mutavazi olmak insanlığın gereğidir. Söylemle icraat çakışıyorsa, işte o zaman sorun var demektir.
İşte saymış olduğumuz bu tür tipler, genel olarak övünmeyi ve karşısındakine söz hakkı ve fırsat vermeden çok konuşmayı seven tiplerdir. Eh ben’de bu tiplere; hay diline eşşek arısı soksun demeyimde ne diyeyim? Bunun taktirini siz okuyucularıma bırakıyorum diyerek tekrar esas konumuz olan eşşek arısına dönelim. Ne dersiniz?
Eşek arısı genelde, katil arılar olarak bilinir. Kovanların önünde bulunan ergin arıların balözünden içeriye girerek, yavru ve genç arılardan beslenirler. Aynı emperyalizmin kendi çıkarları için, mazlum halkın kanını emdiği gibi diyebiliriz. Büyük balığın küçük balığı yuttuğu gibi…
O neden le onların bu zulümkar davranışlarını pasifize etmenin tek yolu, devrimci mücadele ekseni çerçevesinde, onlara hakettikleri cezayı vermek adına en etkili bir yöntem, bulunmuş oldukları ortamda, bu eşşek arılarını pasifize ederek, yuvalarının yıkılıp bozulmasıdır.
Bu günlük te köşemizde kıssadan hissemiz böyle olsun. Haydi kalın sağlıcakla….