14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde, Muhalefetin tüm iddialı söylemlerine karşın Cumhur İttifakı Meclis’te yine çoğunluğunu sağlamıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülke menfaatlerini gözeterek oluşturmaya çalıştığı birlikte yönetim anlayışı (Millet İttifakı) projesinin CHP’ye ve ülke sorunlarını çözmeye hiç bir faydası olmadı. İttifak içerisindeki bazı partilerin samimi bir çaba sarfetmemeleri sonucu ilk seçim muhalefet […]
14 Mayıs’ta gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde, Muhalefetin tüm iddialı söylemlerine karşın Cumhur İttifakı Meclis’te yine çoğunluğunu sağlamıştır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülke menfaatlerini gözeterek oluşturmaya çalıştığı birlikte yönetim anlayışı (Millet İttifakı) projesinin CHP’ye ve ülke sorunlarını çözmeye hiç bir faydası olmadı. İttifak içerisindeki bazı partilerin samimi bir çaba sarfetmemeleri sonucu ilk seçim muhalefet açısından hüsranla bitti.CHP liderinin tüm iyi niyet çabalarına karşın, adil bir seçim süreci yaşatılmayıp seçimlere gölge düşürüldü.
Mevcut iktidar ve onun genel başkanı, kendi ittifak parti liderleriyle birlikte,tüm bakanları, devletin tüm olanaklarını kullanarak, her gün yandaş medya ekranlarından ve meydanlarda, Kılıçdaroğlu’na karşı her türlü iftira karalama kampanyası başlatarak, sahte montaj videolarla, akla ve vicdana sığmayan, yalan hayali iddialarla, vatandaş üzerinde, bir algı yaratılarak, vatandaşın yönünü kendilerine çevirmeleri sonucu, ilk seçimde mecliste çoğunluğu elde ettiler.
İlk seçimin sonucunda, Millet ittifakını teşkil eden partilerin, istenilen yeterli sayıda milletvekili adaylarını meclise sokamadılar. Oysa; mualif partilerce Ülke adına ve ülke halkı yararına sunacakları gerçek anlamda çok güzel vaatler sıralanıyordu….
Tüm bunlara rağmen muhalefeteki partiler, pekii neden istenilen derecede milletvekili adaylarını meclise sokamadılar? Bu olumsuzluğun sorumlusu sanırım Sn. Kemal Kılıçdaroğlu değildir.
Sn Kılıçdaroğlu, gerçekten partisinin tüm tabanının istem ve taleplerini dahi gözardı ederek, listelerin oluşmasında, ittifak partilerinin hoşnut olabilmesi adına kullandığı aşikardır.
İlk seçimde, ittifakı oluşturan diğer partilerin tabanında çıkan çatlak sesler sonucu oyların sandığa yansımaması aşikar olup gözlerden kaçmadı.
Saadet parti’li sandık görevlilerinin ise seçim sandıklarında nasıl canla başla çalıştıkları elbette gözlerden kaçmıyordu. Tüm millet ittikı partilerin, kendi şapkalarını önlerine katıp, nerede yanlış yaplıdığını iyi düşünmeleri gerekir. Bazı ittifak partileri gerçek anlamda samimi davrandılarmı? Kılıçdaroğlu’nun emeğini gözardı edenler, gerçek anlamda katkı sunmayanların taktirini kendi vicdanlarına bırakıyorum.
CHP lideri ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülke metfaatlerini gözeterek elinden gelen tüm çabayı sarfettiğinden hiç kimse şüphe edemez!
Seçim öncesi mangalda köz bırakmayıp konuşanlar, seçimde oy kullanmayarak sorumluluktan kaçanlar, ittifak içerisinde yer alıp samimi olmayanlar, göstermelik boy gösterenleri’de, gerçek anlamda gecesini gündüzüne katarak Türkiye halkının ve ülkenin menfaatleri için çaba sarfedenleri, elbette Türkiye halkı ve bizler çok yakından gözlemledik. Şu an seçim bitti.Hiç kimsenin ah vah etmesinin hiçbir anlamı yoktur.
28 Mayıs ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimide bitmiş oldu ve Sn. Recep Tayyip Erdoğan seçimi tekrar kazanı ve bir 5 yıl daha Allah can sağlığı verirse, görevine devam edecektir.
Seçim sonucunda kazanım ve kutlama elbette doğaldır.21 yıldır süren bir süreç ve tüm yıpranılmışlığa rağmen alınan sonuç kendilerine göre bir zaferdir.
Ancak; Türkiye genelinde ve Adana’da gerçekleşen kutlama etkinlikleri zaman zaman işin tadını kaçırdı. Nedir kardeşim ülke olarak bir düşman karşısında kazanılmış bir üstünlük değildir. Silahlhlar susmadı. Nitekim ülkenin birkaç yerinde konuyla ilgili bir insanın hayatına’da son verildi. Bu nasıl bir kutlama anlayışıdır. Anlamış değilim. Yazık günah bir insan hayatı bu kadar ucuz değildir. Hadi gidin o insanın ailesinden helallık alın alabilirseniz….
Seçim Demokrasinin vazgeçilmez unsuru ise onun sonucuna ve çıkan iradeye herkes uymak ve kabullenmek zorundadır. Sn.Cumhurbaşkanını tekrar seçilmesi dolayısıyla, kendilerini tebrik ederim. Ancak; bu güne kadar yaşanan ayrıştırıcı, ötekileştirici üslup kullanılması gerçekten ülke halkının bir çok kesiminde derin yaralar açtığının bilinmesi ve bu üsluptan vaz geçilmesi, yarın hakkın divanında kendisine azda olsa yarar sağlayacağını hatırlatmayı görev bilirim. Bu dünya gelip geçici ve bir imtihan alanıdır. Kul hakkı çok önemlidir. Kul hakkı bilmeyen, hakkı bilemez. İnsan en üstün bir varlık ise, sevelim, sayalım ve hoşgörü içerisinde yaşamak çok güzel bir duygudur. Gelin o güzel duygu yeniden yeşerterek, sevgi dolu bir dünyanın oluşması için çaba sarfedelim.
Bu dünya fanidir. Ne bana ne sana, nede koca Sultan süleymana kalmıştır.