Değerli Okurlarım !
Bu hafta yazıma bir hikaye ile başlamak istiyorum. Eski deneyimli bir hırsız mesleğinde çok kazandığı için artık çalmak istemiyor. Bankada’ki bütün birikimlerini alıyor, sakin bir hayat kurmak için başka bir şehire yerleşmek istiyor. Bunu iyi tanıyan yeni bir hırsız, bunu takip ediyor.
Beraber yolculuk yapıyorlar, yolculuk esnasında sohbet ediyorlar. Gittikleri şehir de bir otel olduğu için ikisi de aynı otele gidiyorlar. Tabi genç hırsız otelde çalışan kişiyi tanıdığı için işaretleşerek,Tek bir boş odasının kaldığını söyletiyor. Deneyimli hırsız benim için bir sorun yok diyor ve yeni hırsızla aynı odada kalıyorlar.
Sabah olunca deneyimli hırsız banyoya gidiyor, genç hırsız adamın çantasını arıyor. Dolabını arıyor, Yatağı alt üst ediyor bir türlü parayı bulamuyor.
Adam banyodan çıkıyor ve bakıyor’ki yatağı bozulmuş, çantasının arandığını anlıyor. Yeni hırsız soruyor diyor’ki sen bankadan bu kadar para çektin, şu ana kadar hep beraberdik, hiç bir yere gitmedin bu kadar parayı nerede sakladın deneyimli hırsız diyor’ki senin hiç aklına gelmeyen yer, senin yatağın altına sakladım. Yeni hırsıza bazı öğütler veriyor.
Diyor’ki ben bu işi bıraktım benden sonra da sen bu işi yapacaksın demek’ki bu meslek boş kalmayacak devam eden hırsızlar olacaktır.
Evet; demek’ki neymiş ? A-Partisi B-Partisi fark etmiyor. Hırsızlık ruhuna işlemiş politikacıların ağızlarındaki dürüstlük ve demokrasi söylemlerine asla ve asla inanmayın. Çünkü halkı soymanın kandırmanın tek yolu, en güzel vaatler ve söz vermekten geçer.
Parti başkanı olduklarında her iki kelimeden biri yanına dava adamı istiyorlar. O söz sadece söylemde kalıyor. Evet dava adamı dedikleri kim peki? Mesleğinde en iyi deneyimli soyguncu ve hırsız kimse onu arayıp adeta partide emeği varmış yokmuş önemsenmeden hemen yanına alırlar. En iyi meslek imtihanı vermiş soygunu başarıyla tamamlama ihtimali olanları Belediye Başkan adayı göstererek seçildikten sonra parti yönetimi ve Genel Başkan ve yardımcıları başta olmak üzere bütün sülalesi belediyelere dadanarak, adeta kendi babasının çiftliği gibi kullanıyorlar.
Bakıyoruz bu lider ve yardımcıları geçinen soygun tayfası yetmiyormuş gibi, Abileri yeğenleri kayınları enişteleri yani
Yakın akrabaları eline aldıkları bazı isimlerden menfaatlenerek belediyeleri dolaşıp iş imkanı sağlıyorlar. Asıl partili insanlar işe girememiş açlık çekiyor veya intihar edenler olmuştur. Olanlar kimin umurundadır.
Birde gittikleri yerlerde bazı kişilerle, yedikleri sofraları paylaşarak ahlak yoksunu olan bu kişiler, bir çok kişiye gelecek seçimlerle ilgilide çoğuna şimdiden adaylık vaatleri ve adaylık sözü verebilmekteler. Bu zihniyeti bozukların arkasında olan Genel Başkan ve yardımcıları, acaba bunları görünce duyunca, hiç ar yüzü taşıdıklarını düşünerek utanıyorlarmı? Bence hayır hiç utanmıyorlar. O yüz onlarda asla yoktur. Bunların söylemleri sadece lafta kalıyor. “Asıl dertleri parakrasi’dir….”diyerek bu haftaki yazımı bitirmek istiyorum. Haftaya tekrar ilkgunhaber.com’da görüşmek dileğiyle hoşca ve dostca kalın…